EnerjiSA
İstanbul
DOLAR20.9783
EURO22.5975
ALTIN1313.1
Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

Mail: [email protected]

TEK BAŞIMA - 10 DAKİKADA YAZILAN SATIRLAR

Dört Mayıs ikibinyirmiikisinde                                        

Otururken tek başıma

tek başıma salonun ortasında

salonun ortası da yok aslında

salon da yok, ortası yok.

Ve bir  başkası da yok.

Ben ve  ikibinyirmikisi ömrümün bir de salon ve

ve bir de salonun ortası 

bir de yalnızılığımız.

Can sıkıntısından mıdır nedir?

Birdenbire, yok yere 20'li yaşıma rastladım
rastladım, şimdi bana kaybolan yıllarımı, dinlerken

Rastladım 20 yaşıma, orada duruyor öylece, cap canlı

hem de  genç, güzel, hüzünsüz, dalgalı saçlı uzak bir gezegenden gelmiş gibi,

yahut derin okyanuslarda da karanlık korsan maceralardan galip çıkmış gibi.

öylece duruyor karşımda

bu benim işte, hemen tanıdık birbirimizi

bir selam verdim alan yok

elimi uzattım eli yok

ama eli orda işte.

Orda duruyor tüm canlılığıyla

Uzattım elimi, en tanıdık bu eli, bu dostça, bu  mütavazi, bu hüneli, bu hürmete layık, en  sevecen, beni en fazla tutan  eli, elim yok

Uzatıyor bana, eli yok. Oysa 20'sinde beni yüzlerce kez yukarı çekmemiş miydi, sevdiğim insanları dostça, ahbabça sıkmamış mı idi.  

Öyle yere dik değil, tutuğu eli de yere parelel yaparak eşdeğer kılmamış mı idi. 

Bir dost elini sıkarken "DOSTLUK SIMSIKI BİR BİRLİKTELİĞİN YAŞAMLA BİRLİKTE PAYLAŞILMASIDIR" dememiş miydi.

20 li yaşlarda biliyorum vardı elim, ama şimdi  yok. Uzatıyorum, 60 elim tutamıyor 20'li elimi.

20 yaşlarındaki gözlerime bakıyorum. Onlar da bana  bakıyor, ben onları görüyorum, gülüyorum. O da bana bakıyor, ama görmüyor beni. Birlikte baktığımız hani o sevgilinin güzel memeleri, dolgun beyaz  kalçaları, okşanasıya omuzu, dili, tombul yanağı, cımbızlanmamış,  hilal kaşları orada, hemen orada duran kaşları diyorum, görmedin mi, birlikte görmedik mi, bu bizim, hem de ikimizin en ortak mahremiyetini, görmedin mi diyorum.

Karanlık, ve nemli  gecelerde ve izbe evlerde, bir treyler kamyonunda, kum ocağında göçük altında kalmış yoldaşlarımızın eşlerine  birlikte ümit vermiştik. Görmedin mi diyorum. bakıyorum. Onlar beni görmüyor, belki onları da görüyor, ama beni görmüyor.

HER ŞEYİ, HERKESİ GÖRÜYOR, KENDİ GÖZLERİM BUNLAR BENİ GÖRMÜYOR. 

Görmedim. Gözlerim hemen orda, ben onları görüyorum, onlar  da bakıyor bana, görmüyor.

Hemen yanıbaşımda, beyaz pantolonu, mavi tişörtü ile ve olanca kanlılığı ve cana yakınlığı ile  sevgilim, onlar onlardan biri ve her bir ve hepsi. İşte ordalar, 20 yaşındalar. Ben onları da görüyorum, onların ne 20 yaşındaki ferli ve farlı ne de şimdiki kıvrımları kendini affedilmez derecede saklamış gözleri görmüyor gözlerimi, ben görüyorum onlar beni görmüyor.

Hemen yan sehpaya  çayı 20 yaşındaki eli ile ve bilmem hangi sebeple kararlılıkla koyan; durmadan bizimle "felsefe bir sır değildir" okuyan, hah tamam işte tamam  oldu şimdi diye, aynı kararlılıkla ben de varım ulan diyen. 

Sonra sabaha kadar felsefe  tarihinden, bilmem hangi sebepten, bilmem hangi sebeble diye, bir kunduracı eli ile en mükemmel illiyet bağlarını kuran ve Hegel görmediği halde ve okur yazar değilken, yani o halde Hegel ve felsefe öğreten ve Aristo'nun bir'i bir midir diyen.  

Asıl olan elif diyen o elleri görüyorum, ama onlar beni görmüyor. Bir çay ver diyorum. Kararlılıkla  uzanıyor, elleri. Veremiyor. Elleri yok. 

Eh be

geçip gimiş günler gelin

ıslıkla bir şeyler çalın

rakı içip sarhoş olun

geberiyorum kederden.

ŞİMDİ BANA YA 20 YAŞIMI GERİ VERSELER, UYARSA SELAMIMI ALSALAR.

Hayat şimdiye kadarki en mucizevi kelimdedir. Bunun için yeterli bir süre beklemek ve gerekli malzemenin bir araya gelmesi gerekmektedir. Yeterli süre mütavazi bir 13 milyar yıl civarıdır. Bilcümle hayat 200 milyar yıldız içeren bir galaksi içerisindeki uygun malzemenin var olduğu şimdilik bilinen bu dünyada oluştu. 

Devedikeninden mirkeplere, pavuryadan orkinoslara, kumrulardan yelkovan kuşlarına ve insana uzanan bir cümle hayat, bunca milyar yıl beklemiş iken 60 yaşımda ve 20'li yaşımı arar iken çok kısa. Çok beklemenin verdiği hüzün ve acı keder. Bu kadar uzun bir süre beklemeye değer mi? Ozanın dediği gibi  gelip te murat alan var mı? 

Gençlikte hayatın ne olduğunu bilmeyiz, bildiğimizde ise hüzünlü  bir son beklemektedir. Bu mucizevi hayat bir gün, bir anda, beklemedik bir şekilde kalbin ani br vuruşu ile son buluğunda bu mutlak bir sondur. 13 milyar yıl beklemenin kısa bir anı ve 13 milyar yılın mutlak sonu. Evrenin nasıl olduğunu ve nasıl son bulacağını ve gelecekte hayatı 100 milyar derecede bir sıcaklığın karşılayacağını bilmeme rağmen, bilmeme rağmen her şekilde binlerce alemin anı anda var ve yok olduğunu, ben yine de  20'li yaşlardaki elime uzanıyorum, hemen orada ve ellerim yok.

Ölümü dünyada tek hakikat gördüm, diyen Veysel de yok, ellerim de yok, gözlerim de yok.

Makale Yorumları

  • Şule Aktim07-05-2022 19:28

    Kim hüzünlendirdi arkadaşımı bu kadar. Ben senin 20 yaşını da 60 yalını da bilenlerdenim. Omzum her zaman yanıbaşında…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar