Okumak ve izlemek belleğimize yeni bilgiler ekler ve kendimizde farkındalık duygumuzun artmasına yarar. Okuduğumuz bir kitap, izlediğimiz bir film, dikkatli şekilde izlenip okunursa insana çok yeni şeyler katar.
Dağarcığımıza eklediğimiz yeni bilgi bizi terfi ettirerek o konuyu okumayanlardan, izlemeyenlerden farklı olduğumuzun, bilgi sahibi olduğumuzun farkındalığını yaşatır.
Yıllar önce izlediğim “Avare” filminden sonra beni etkileyen filmlerden biri de 2018 yılı Bollywood yapımı “Hıçkırık” adlı Hint filmi oldu.
Yönetmenliğini Siddharth Malhotra’nın yaptığı “Hıçkırık”, (Hichki).
Filminin kahramanı Naina Mathur (Rani Mukherjee)’un, hıçkırarak sürekli tıkanıklık, kekemelik yaşadığı Tourette Sendromu denilen bir hastalığı vardır. Özellikle “Tik”inden dolayı çıkardığı seslerden çevresinin dikkatini çekmekte, alay konusu olmaktadır.
Ancak, Naina isimli bu genç kadın ilerde bir öğretmen olmak istemektedir. Ailesi ve çevresindeki insanlar, rahatsızlığı nedeniyle başka meslek seçmesi gerektiğini söylemektedir.
Naina çoğu olumsuzluklara rağmen hayaline kavuşur. Sonunda bir okulda öğretmen olarak iş bulur. Buna rağmen kendini ispatlamak için birçok zorlukla mücadele eder.
Gelin önce bu hastalığı tanıyalım. Tourette sendromu; ilk kez 1985 yılında Fransız Doktor “Gerard Gilles de La Tourette” tarafından tanımlanmıştır.
Çocukluk döneminde başlayan, istem dışı gerçekleşen uzun yıllar süren bir kronik hastalıktır. Ani hareketler veya seslerden meydana gelen, devamlı tekrarlanan “tik”lerle gözlemlenen nörolojik bir hastalıktır. Beyindeki nöron bağlantıları gevşediği zaman küçük şoklar yaşanabiliyor.
Tourette sendromlu kişiler, normal bir zekâ seviyesine sahiptir. Çeşitli zamanlarda baskılanan hastalıkta görülen “Tik”ler, hapşuma gibi kontrol altıda alınamayan dürtülerdir. Bu tür hastalarda göz kırpma, omuz silkme gibi istemsiz “tik”lerin dışında farklı sesler çıkarma, kötü söz söyleme, küfür etme gibi belirtilerde görülebilir.
Filmde kahramanımız Naina öğretmenin yaşadığı sorunlardan biri kendi hastalığıdır. Naina kendi hastalığını kabullenmiş bununla mücadelede özgüveni tamdır. Diğer sorunu ise daha önce birçok öğretmenin istifa edip kaçmalarına sebep olan uyumsuz 9F sınıfı öğrencileridir.
Yeni yapılan “St. Notker’s High School” okulunun inşaatının eski okulun arazisine, başka mahalle sınırlarına yapılmasından dolayı o mahalleden okulda bir sınıflık öğrenci okutma mecburiyeti gelir.
Bunun üzerine aristokrat okul yöneticileri, o mahalleden gelenleri 9F sınıfına toplar. Yoksul gecekondu çocuklarından oluşan bu sınıf, okulun sorunlu öğrencilerden oluşmuş, en uyumsuz, en başarısız sınıftır.
Birçok öğretmene mesleği bıktırıp kaçıran 9F öğrencileriyle çeşitli yöntemler kullanarak mücadele den Naina öğretmen, sonunda öğrencilerle dost olur.
Onların okullarından atılmalarını önler.
Naina öğretmenin özverili çalışmaları sonunda 9F, Okulun en çalışkan sınıfı haline gelir. Projeleri de birçok engelle karşılaşmalarına rağmen Ulusal Bilim Fuarı’nda birinci olur.
Naina’nın öğrencilerin yetişmesinde ve başarılı olmasında uyguladığı yöntemlerin öğrenilmesi açısından bu filmin öğretmen okuluna giden öğretmen adaylarımıza bir ders olarak mutlaka izletilmesi gerekir.
Milli eğitimin camiasının bütün kadro ve bürokratları da izlemelidir.
Tavsiyemdir bu tür “Hıçkırık hastası” olan aileler, pedagoglar ve tıp camiası da izlemelidir.
Filimden çıkarılması gereken ders; öğrencilere önyargıyla davranmak yerine azimle, sevgiyle akılcı yaklaşan her öğretmenin başarı elde edeceğidir.
Yazarın film içerisinde geçen bazı özlü sözlerini not ettim. Sizlerle paylaşarak yazımı noktalamak isterim.
“Bana gülmek yerine birlikte gülmeyi öğreteceğim onlara.”
“Sıradan bir öğretmen, sadece öğretir. İyi bir öğretmen, öğrettiği şeyleri anlamanızı sağlar. Çok iyi bir öğretmen de hayata nasıl uygulayacağınızı gösterir. Ama bazı öğretmenler bize ilham kaynağı olur.”
“O rozetler sizlere değil, siz o rozetlere değer kattığınız için buradasınız.”
“Bir şeyi yanlış öğrenen bir öğrencinin notu kırılır. Ama yanlış öğreten bir öğretmenin notunu kimse kırmaz.”
“Öğretmek kolaydır asıl zor olan öğrenmektir.”
“Ne kadar zor olursa olsun, bazı öğretmenler öğrenmeyi kolaylaştırır.”
***
Film üzerine birkaç söz de benden…
Yıllarca yazılarını okuyup takip ettiğim sinema eleştirmeni Ali Rıza Özkan gibi yazarlar varken benim filmlerin senaryosu üzerinde yorum yapıp, fikir belirtmem gerekmez.
Yine de bu filmin “Sınıfın Önünde” (Front The Of Class) adlıAmerikan yapımı bir televizyon filmden esinlenilerek yapılmış olduğu iddiası vardır.
“Sınıfın Önünde” filminin kahramanı ise öğretmenlik yapabilme mücadelesi veren İlkokul öğretmeni Brad’dır.
2008 yılında yapılan filmimden 10 yıl sonra bu Hint filmi yapılmıştır.
Çok güzel Türkçe dublajını izlediğimiz “Hıçkırık” filmindeki öğrenciler, bizim zevkle izlediğimiz Rıfat Ilgaz’ın “Ha Babam Sınıfı” gibi bir sınıftır.
Hıçkırık’taki 9F sınıfı fakir çocuklarından, Bizim Ha babam Sınıfı’mız ise hali vakti iyi olan çocuklardan oluşmaktadır.
Güzel bir yazı paylaşımı için ismail hocama teşekkür ediyorum yazı bana yabancı değil sanırım filmi izlemiştim ve belirtilerden bendede hapşırık mevcut ansızın gelen hapşırık bazen çok rahatsız edici olyor. Selamlar olsun tüm okurlara