CHP’de ses getiren çıkışları yapan kişinin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan olması bile başlı başına bir garabettir.
CHP’de aklı başında adam kalmadığının, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yoluna bağlı tek bir yöneticinin dahi olmadığının kanıtı bizzat Özcan’ın şahsıdır.
Tanju Özcan bir TV kanalında katıldığı program içerisinde hem Ekrem İmamoğlu’nu genel başkanlığa lâyık görmüş, hem İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i yiğit bir lider olarak övmüş, hem Mansur Yavaş’ın Akşener’e siyasi kazık attığını iddia edebilmiş, hem HDP ile ittifakın göz göre göre yapılmasından rahatsız olduğunu dile getirmiş ve hem de Atatürkçüyüm diyebilmiş bir kişi...
CHP’nin durumu budur!
Özcan’ın Mansur Yavaş üzerinden Akşener’e çakması enteresan bir hamledir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin’e göre, Tanju Özcan “Gündemde kalma güdüsüne ve popüler olma virüsünün esaretine kapılmış kişi”dir.
Gültekin konuyla ilgili açıklamasının sonunda ise, “Siyaseten mikrop saçan bu anlayışın ortadan kalkması” dileğini ifade etmiş.
Ancak, bu tanımlamalar gerçekten Tanju Özcan’ın kişiliği ile örtüşüyor mu, emin değilim.
CHP’de CHP’li kalmadığının kanıtı Tanju Özcan’dır denilirse, bu iddiaya katılırım.
CHP İDEOLOJİ PARTİSİDİR
Süreli tekrarlamak gerekiyor, çünkü liberalizm virüsü ile enfekte CHP yöneticileri hem anlamak ve hem de kabul etmek istemiyorlar:
CHP bir ideoloji partisidir!
Üç-beş oğlan siyasi rant elde etmek için biraraya gelinecek parti değildir, CHP!
CHP’nin ideolojisi 6 Ok İlkeleri’nde ifade edilmiştir.
Peki, soralım:
Daha, iki hafta önce Tanju Özcan’ın (ilkesizliği şimdi ortaya çıkan) desteğinin muhatabı Kemal Kılıçdaroğlu 6 Ok İlkeleri’nin takipçisi midir?
Tanju Özcan’ın CHP genel başkanlığına önerdiği Ekrem İmamoğlu 6 Ok İlkeleri’nin takipçisi midir?
PKK’nın politikalarını sahiplendiği yüzlerce kez ortaya çıkmış, eş başkanları dahil, üst düzey yöneticileri Suriye ve Irak’da “birleşik Kürdistan” lehine demeçler veren HDP ile “aleni ittifak görüntüsü”nü eleştiren Tanju Özcan’ın kendisi 6 Ok İlkeleri’nin takipçisi olabilir mi?
Birbirlerinin rakibi olduklarını iddia eden bu kişilerin olduğu bir partinin Mustafa Kemal Atatürk’ün 6 Ok İlkeleri’ni sahiplenen bir ideolojisi olma ihtimali var mı?
CHP 6 Ok İlkeleri’nde ifadesini bulan bir ideolojiye sahiptir, ama ideolojisizler tarafından ele geçirilmiştir!
CHP’DE YÖNETİM HASTALIKLARI
Tanju Özcan, TV kanalındaki konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun demokrat olmadığını, Cumhurbaşkan adayının seçimi için tabana başvurulmadığını, seçimi kaybetmenin sorumlusunun Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi olduğunu, “köylüler cahil” söyleminin doğru olmadığını ve benzeri eleştiriler dile getirmiş.
Ancak, CHP’de tüzüğün parti içi demokrasiye elvermediğini Özcan’ın bilmiyor olması mümkün değil.
Bugüne kadar demokratik bir tüzük değişikliği için mücadele vermemiş bir insanın, sıra kendisine gelince kanal kanal gezip CHP’de demokrasi eksikliğinden dem vurmasının hiçbir inandırıcılığı yoktur.
CHP’de çeşitli kademelerde yöneticilik yapanların hepsinin ortak tavrıdır bu!
CHP’de olmayan demokratik ortam kendilerine çalıştığı sürece, seslerini çıkarmazlar.
O ortamın rantını afiyetle yerler!
Na zaman ki, mızrağın ucu kendilerine dokunur, o zaman demokrasi diye çığırtkanlık yaparlar!
CHP tabanı ise, bu durumları her zaman sessizlikle geçiştirir.
Çünkü, CHP tecrübesi tabana, “filler tepişirken kenarda durmayı” öğretmiştir!
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
CHP’den ayrılanların yüzünün gülmediğini biliyoruz.
Dolayısıyla, Tanju Özcan da, istediği kadar medyayı kullanarak “özgül ağırlığı”nı artırmak yönünde çabalasın, bir işe yaramaz.
Küçük bir partiye geçerek, orada varlığını bir süre devam ettirse de, “büyük bir şans yüzüne gülmez ise” müflis ve depressif bir “looser” olarak siyaset çöplüğündeki yeri kesindir.
Ekrem İmamoğlu’nun da sonu aşağı yukarı belli olmuştur.
Kendisi için hazırlanan, “yukarıya doğru yükselterek yok etme” planını gördüğü aşikar.
Ancak, parti içi mücadeleyi seçerse, akıbetinin örneğin Mustafa Sarıgül’den farklı olmayacağı da gün gibi ortada!
Başka bir partiye geçmesi veya yeni parti kurması için ise, büyük risk alması gerekir.
Halbuki, siyaset yapmaya soyunanların ağzını sulandıran, CHP’de “garanti” yüzde 14-16 Atatürkçü seçmendir.
Üzerine herkesin oyun kurduğu bu seçmen kitlesi ayağa kalkmadıkça, genel merkeze ulaşamayan ve/veya genel merkezde kabul görmeyen şahısların herhangi bir “kıymet-i harbiye”si yoktur.
İmamoğlu’nu zor bir karar süreci bekliyor.
CHP Genel Merkezi’nin tercihlerine ve iradesine biat etmeyi kabul etmemesi halinde, İmamoğlu’nun siyaset arenasında tamamen yok olma tehlikesi, ciddi bir ihtimal olarak duruyor.
Siyaset çöplüğüne bakın, yüzlerce İmamoğlu göreceksiniz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın