Lenfoma nedir, nasıl yayılır, türleri nelerdir?
Lenfatik kanserler etkilenen lenfosit türlerine göre sınıflandırılır.
Lenfomanın iki ana tipi vardır:
Türkiye’de 2010-2014 yılları arasında yapılan araştırmalarda 2594 kişide Hodgkin Tipi Lenfoma, 9557 kişide de Hodgkin Olmayan Tip Lenfoma olduğu bulunmuştur. Bu bilgilere bakıldığında Türkiye’deki tüm lenfoma hastalarının yaklaşık %21’inin Hodgkin Tipi Lenfoma, yaklaşık %79’unun da Hodgkin Olmayan Tip Lenfoma hastası olduğu görülür. Tüm yaş gruplarında kadın ve erkeklerdeki Hodgkin Olmayan Tip Lenfoma yüzdelerine bakıldığında, bu yüzdelerin hemen hemen aynı olduğu görülür (erkeklerde %3, kadınlarda %2,8). İstatistiklere göre Türkiye’de lenfoma yaklaşık olarak her 10,000 kişiden 2’sini etkilemektedir.
Hodgkin olmayan tipte lenfoma, diğer tüm lenfomalara verilen genel isimdir. Yüksek dereceli veya düşük dereceli olabilir. Bu derece, tıbbi dilde “grad” olarak ifade edilir ve yüksek gradlı kanserler genel olarak daha agresif bir hastalık gidişatına sahiptir. Lenfomanın derecesi, tedavi seçiminde ve hastalığın ilerleyişinin tahmininde rol alır. Non-Hodgkin Lenfomad B ve T hücreleri etkilenir.
Hodgkin tipi lenfomada kanser hücreleri genellikle B lenfositlerinin anormal bir türüdür. Bu anormal türe Reed-Stenberg hücreleri adı verilir. Hodgkin lenfomanın pek çok alt tipi vardır. Bu alt tipler hücrelerin mikroskop altında incelenmesiyle ayırt edilir. Fakat, vakalar genellikle “klasik” Hodgkin’dir.
Hodgkin tipi lenfoma her yaşta olabilir. Daha çok erkekleri etkiler ve genellikle tamamen tedavi edilebilir.
Hodgkin tipi lenfoma, Reed-Sternberg hücrelerinin mikroskop altında görülmesiyle teşhis edilir.
Lenfomaya neyin sebep olduğu her zaman tam olarak bilmemekle birlikte araştırmacılar, lenfomanın ortaya çıkma olasılığını artıran bazı risk faktörlerini belirlemişlerdir:
Hodgkin Olmayan Tipte Lenfoma
Hodgkin Tipi Lenfoma
Lenfomanın belirtileri basit viral hastalıkların (soğuk algınlığı gibi) belirtilerine benzerdir ve bu benzerlik teşhisinin gecikmesine neden olabilir. Lenfomayla basit viral hastalıkların farkına bakıldığında, lenfoma belirtileri, bir viral enfeksiyonun normal seyrinden daha uzun sürelidir.
Belirtiler arasında genellikle lenf bezlerinin ağrısız şişkinliği görülür. Bu şişkinliker genellikle boyun ve koltukaltı gibi bu bezlerin yüksek miktarda bulunduğu yerlerde olur. Şişikinlik kasık veya karında da olabilir. Bazı insanlarda da vücudun hiçbir bölgesinde şişkinlik görülmez.
Bu belirti sizlere tanıdık gelmiş olabilir, çünkü boyundaki lenf bezleri enfeksiyonlar (soğuk algınlığı gibi) sırasında şişer; fakat bu şişkinlik hastalık iyileşince ortadan kaybolur. Lenfomada ise bu şişkinlik kaybolmaz.
Şişmiş lenf bezleri organlara, kemiklere ve vücudun diğer yapılarına baskı yaparak acı veya ağrıya sebep olabilir. Fakat bu ağrılar, daha basit sebeplerden oluşan ağrılarla benzerlik gösterdiği için teşhisi zorlaştırır.
Lenf bezleri şişen ve kısa bir süre sonra iyileşmeyen kişiler doktora başvurmalıdır!
Lenf bezleri vücudun bağışıklık sistemindeki lenfatik sistemin bir parçasıdır. Vücudun her yerinde bulunur. Fakat lenfoma kaynaklı şişkinlik fark edilebilir seviyededir.
Ağrılı belirtiler lenfomanın erken safhalarında normalde görülmez. Aslında şişmiş ve ağrılı lenf bezlerine eşlik eden diğer enfeksiyon belirtileri genellikle aktif bir enfeksiyonun belirtileridir.
Lenf bezlerinin ağrısız şişkinliği lenfomada sıkça görülür. Şişkinliğe eşlik eden ağrı, güçsüzlük, felç veya diğer belirtiler sadece şişen bir lenf bezi belkemiğine veya omurilikteki sinirlere baskı yaptığında ortaya çıkar.
Bu belirtilere sahip kişiler derhal tıbbi yardım almalıdır.
Bazı kişilerde alkol alımı lenf bezi ağrısını tetikler.
Lenfoma lenf bezlerinde ortaya çıkan bir kanserdir fakat lenfatik sistem yoluyla vücudun diğer bölgelerine hızla yayılabilir. Kanserli lenfositler diğer dokulara yayıldıkça vücudun enfeksiyonlara karşı savunma kabiliyeti azalır.
Lenfoma pek çok farklı belirti verebilir. Bu belirtiler başka hastalıkların belirtileriyle de benzerlik gösterebilir. Bu belirtileri bir doktora danışmak sizin için yararlı olacaktır.
Lenf dokuları vücudun tamamında birbirleriyle bağlantılı olduğu için, kanser hücreleri bulundukları yerden diğer dokulara kolaylıkla yayılabilirler; bu dokulara lenf dışı dokular da dahildir.
Lenfoma için şu anda aktif bir tarama programı bulunmamaktadır. Lenfoma teşhisi belirtilere sahip kişilerin doktora başvurmasıyla konmaktadır. Belirtilerin diğer enfeksiyon hastalıklarının belirtileriyle benzer olmasından dolayı doktorlar lenfomanın erken safhalarını basit enfeksiyonlarla karıştırabilmektedir.
Belirtiler iyileşmezse hastalar tekrar doktora başvurmalıdır.
Bir hastada belirtiler olduğu zaman doktorlar lenfoma varlığını araştırır.
Doktorlar lenfoma varlığını araştırmaya bir “şikayet öyküsü” alarak başlarlar- belirtilerin diğer hastalıklar yüzünden olabilecek açıklamalarını elemek için sorular sorarlar.
Soruların içeriği şu şekilde özetlenebilir:
Lenfomadan şüphelenilen tüm durumlarda bu soruları fiziksel muayene izler. Fiziksel muayenede vücutta şişmiş lenf bezleri olabilecek alanlar elle dokunularak incelenir. Doktor dalak ve karaciğeri muayene etmek için karnı da dokunarak muayene edebilir.
Fiziksel muayene sırasında doktor lenf bezlerinin yakınında enfeksiyon belirtileri arar. Çünkü çoğu durumda şişkinliğin sebebi enfeksiyondur. Doktor vücudun belli bölgelerinde şişmiş lenf nodu arar.
Bu bölgeler şunlardır:
Lenfoma Nasıl Sınıflandırılır?
Lenfoma kompleks bir hastalıktır, fakat sınıflama doktorlara tedavi için en iyi yolu belirlemelerinde kolaylık sağlar.
Geçmiş yıllarda bazı farklı sınıflandırma sistemleri tanımlanmıştır. En sık kullanılan sistem Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından oluşturulmuştur. Bu lenfoma sınıflandırma sistemi doktorlara lenfoma ile ilgili ortak bir standart sağlar.
Lenfoma Dereceleri (grad) Nelerdir?
Sınıflandırmadan sonra lenfomanın derecesi belirlenmelidir. Lenfomanın derecesi tümörün ne derece agresif olduğunu belirler ve tümörün nasıl davranacağını tahmin eder.
İnceleme yapacak patoloğun dikkat ettiği noktalar şunlardır:
İndolen (yavaş seyirli) tipte lenfomalar şunlardır:
En sık görülen agresif lenfoma türü Diffüz Büyük B Hücreli Lenfomadır (DLBC).
Diğer agresif lenfoma türleri şunlardır:
Eğer bir hastada lenfoma şüphesi varsa (örneğin şişkinlik enfeksiyon şüphesinin ortadan kalkmasına rağmen geçmiyorsa), biyopsi ile sorunun ne olduğunun ortaya çıkarılması gerekir. Biyopsi, lenf bezinin veya lenf dokusundan bir parçanın cerrahi veya girişimsel radyolojik yöntemlerle alınmasıdır. Alınan parça daha sonra mikroskop altında incelenir.
Biyopsi aynı zamanda lenfomanın türünü tespit eder. Böylece hastalık gidişatının tahmin edilmesinde ve tedavide yol gösterir.
Biyopsinin en sık yapılan türleri şunlardır:
Biyopsi operasyonları operasyonun yapıldığı bölgeye bağlı olarak lokal anesteziyle, yatıştırıcıyla veya genel anestezi ile yapılır.
Bu süreçte ayrıca diğer testler kan testleri de çalışılır.
Eğer biyopsiye bakılarak lenfoma teşhisi konduysa, kanserin aşamasını belirlemek için ileri testler yapılır. Bu testler hastalığın diğer dokulara yayılıp yayılmadığını anlamak amacıyla yapılır.
Lenfomanın seviyesinin belirlendiği testler, aşağıdaki seçeneklerden bir ya da birkaçını içerir:
Tüm bu testler kanseri tanılayan ve tedavi eden ekibin hastalığın tipini ve derecesini belirlemesini sağlar. Onkologlar tüm kanser tipleri için derecelendirme sistemleri kullanır.
kaynak: drozdogan