![Faşizm ve kadınlar[1]](https://www.yenimuhalefet.com/images/haberler/uploads/sibel-ozbudun.jpg)
Abone ol
Faşizm ve kadınlar[1]
“Kadınların ne varoluşu vardır,ne de özü. Onlar yoktur; hiçliktirler.” [2] AKP’li yazar Ömer Turan geçenlerde şöyle bir dizi tweet atmıştı:“Türkler çocuk yapsın, yoksa 40 senede Anadolu’da azınlık olacaklar. Erdoğan’ın üç çocuk ısrarı boşuna değil. Erdoğan bu tehlikeyi gördü… Türk milliyetçisi kızlara, kadınlara sesleniyorum: slogan atmayın gidin bol çocuk yapın. Sonra da onları Müslüman Türk şuuruyla yetiştirin… Şu aşamada en büyük Türk milliyetçiliği bol çocuk yapmak. Aile başına en az 4 çocuk olmalı. Yoksa Anadolu’daki Türk varlığı tehlikede… Alttan deist, agnostik, Kürtçü, LGBTsever bir operasyon kuşağı geliyor. Devlet şimdiden hazırlık yapmazsa bu kuşak devletin anasını ağlatır”[3]İkinci Dünya Savaşı Avrupa faşizmiyle ne muhteşem bir rezonans, değil mi?Biraz Hitler, Mussolini ve hempalarını yad edelim mi?
- Yüzyıl Faşizminin Doğurganlık Saplantısı
- yüzyıl ortası İtalyan ve Alman faşizmlerinin kadınların toplum içerisindeki yerine ilişkin görüş ve uygulamalarının genelde ataerkil mantığa boyun eğmekle birlikte, hem hayata geçiriliş tarzları dolayısıyla da sonuçları, hem de dayandıkları rasyoneller açısından nüanslarla ayırt edildiklerini gördük. Nazizm’in kadınlardan birincil beklentisi “ırk”ı saf tutmaları, Alman ulusu için sağlıklı ve bol çocuk doğurmaları iken, faşizmin kaygısı daha çok feminizmin “yıkıcı” etkilerinin izale edilmesi gibi gözükmekteydi.
- yüzyıl sonlarında Batı/Kuzey kapitalizmindeki neoliberal dönüşümlerle atbaşı muhafazakâr reaksiyon ile ırkçılığın yükselişe geçmesi ve bunun bir göstergesi olarak İkinci Dünya Savaşı Alman ve Hitler faşizmleriyle ünsiyetlerini gizlemeyen neo-faşist partilerin Avrupa’nın bağrında hızla yükselmesi, Avrupalı entelektüellere “Faşizm geri mi dönüyor?” sorusunu sordururken, Toplumsal Araştırmalar Yeni Okulu ve Eugene Lang College’da (New York) felsefe doçent doktoru Chiara Bottici bu soruya, “Aslında faşizm hiç gitmemişti ki…”, yanıtını veriyor:
- Kürtajın kadınlara zarar verdiği: Amerika’nın Kaygı Duyan Kadınları örgütü, örneğin, kürtajın depresyon, kaygı ve meme kanserine yol açtığı, serbest bırakılmasının bu semptomların yaygınlaşmasına yol açtığını ileri sürüyor.
- Silahları sınırlandırmaya yönelik yasanın kadınlara zararlı olacağı: Bağımsız Kadınlar Forumu sözcüsü, Ocak 2013’te silah bulundurmayı sınırlandırmaya yönelik yasanın cinsiyetler arasındaki kuvvet dengesini, silahlı bir kadının saldırganlara karşı daha avantajlı olduğunu ileri sürmüştü.
- Genç üniversiteli kadınların feministlere karşı çıkma ve kadın araştırmaları müfredatını sorgulamaya teşvik edilmesi:ClareBooth Luce Politika Enstitüsü, örneğin, muhafazakâr kadın öğrencileri eğitiyor ve feminist Vajina Monologları’nın sahnelenmesinin engellenmesi konusunda teşvik ediyor. Feminist yaklaşımın kadınları “cinsel organlarına indirgerken”, kadınları gerçekten güçlendirmenin yolunun “yürekte ve akılda” yattığını öne sürüyorlar.
- Kadınlara Karşı Şiddet Yasası’nın eleştirisi:Bağımsız Kadınlar Forumu, kuruluşundan bu yana, “aile-içi şiddetin temel nedeninin cinsiyetçilik olduğu varsayımıyla bağdaşmadıkları için, uyuşturucu kullanımı, psikolojik bozukluklar ve evlilik sorunları gibi kanıtlanmış şiddet nedenlerine çok az fon ayrılmasını öngören” bu yasaya karşı çıkıyor.[23]
Yorum Yazın