
Dış politika uzmanı Erkan Feyyaz Eşli, Suriye'de barışa götürecek iradeyi kaleme aldı. Eşli, "Ankara-Şam iş birliği ve bu iş birliğinin Astana süreciyle eşgüdümü bölgenin en köklü sorununu temelden çözmeye hazır. Yeter ki, gerekli irade gösterilsin." dedi. İşte, o yazı:
Suriye krizine son verecek irade
Ankara-Şam ilişkilerinin normalleşme sürecinde ilk adımlar atılmaya başlandı. Senelerden beri bölge sorunlarının çözümünde olmazsa olmazdı. Özellikle de bölücü ve yobaz teröre karşı mücadelede.
ABD destekli PKK/PYD terörü ve DAEŞ gibi terör örgütleri, hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve milli güvenliğini tehdit ediyor. Buna karşı iş birliği de haliyle kaçınılmaz duruma geliyor. Hatta bu tehdit algısına sadece bu iki ülke de sahip değil.
Suriye’nin toprak bütünlüğünde açılacak her gedik, Rusya’yı da hedef alıyor. Bu kontrol dışı bölgeler, ABD’nin bütün Avrasya ülkelerine karşı bir üs görevi görüyor.
Bu açıdan bakıldığında PKK/PYD ve DAEŞ gibi terör örgütleri arasında hem organik hem de doğal bir kader birliği oluşuyor.
Rus özel güvenlik şirketi “Wagner”in sahibi olduğu iddia edilen, bölgeyi yakından tanıyan Petersburglu iş insanı Yevgeniy Viktoroviç Prigojin, bu noktaya şu şekilde işaret etmişti:
“2017’nin sonları, 2018’in başlarında, Mazlum Kobani’nin yönetiminde, Amerikalıların desteğiyle sözde SDG birliklerinin, sözde DEAŞ’a karşı başarılı operasyonlar yürüttüğü iddia edildiği dönemde, DEAŞ savaşçılarının imha edilmediğini, aslında tabela değişikliğiyle eski DEAŞ’lıların SDG’ye entegre edildiğini belirtmek isterim. Bunun kanıtı, Koniko gaz sahası bölgesinde konumlanmış olan ve Suriye petrolünü yağmalayan DEAŞ’ın, telsiz konuşmalarından tespit ettiğimiz üzere, birkaç gün içinde kendilerini DEAŞ’lı olarak değil de SDG’li olarak adlandırmaya başlamasıdır. Böylece onlar da ABD'nin koruması altında girdi ve gelirlerini Sam Amca’yla paylaşmaya başladı.”
Bu açıklamalar, bir taraftan Rusya’nın neden Suriye’ye asker gönderdiğini ve güvenliğinin neden Suriye’nin toprak bütünlüğüyle doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.
Hatta sadece Rus ordusu değil, bölgede ABD destekli teröre karşı mücadele Rus özel güvenlik şirketi “Wagner”le de takviye edilmişti. Suriye’de iç savaşın başladığı dönemde karşısındaki güçlerin dış desteği ve örgütlülüğü göz önüne alındığında Suriye ordusu, tam anlamıyla yeterli etkiyi gösterememişti. Şam’ın davetiyle ülkeye gelen Rus özel harekât kuvvetleri de stratejik görevleri çözmek için küçüktü.
Rusya ve Suriye'nin DEAŞ'a karşı yürüttüğü operasyonlar, Rus özel güvenlik şirketi “Wagner” tarafından da desteklendi ve bu destek, belirleyici rol oynadı.
DAEŞ’e karşı mücadele, Rus askeri yetkililerin ve “Wagner”in bölücü terörle yobaz terör arasındaki bağı da görmelerini sağladı.
Şimdi ise her şey net. Ankara-Şam iş birliği ve bu iş birliğinin Astana süreciyle eşgüdümü bölgenin en köklü sorununu temelden çözmeye hazır. Yeter ki, gerekli irade gösterilsin.
ERKİN FEYYAZ EŞLİ
Yorum Yazın