
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, medya ile paylaştığı haftalık değerlendirme raporunda, "Biden’ın tüm sorunları müzakere komisyonuna havale tavrı ABD’nin bir oyalama ve F-16 havucunu gösterip Türkiye’yi avucunda tutma taktiğidir", dedi.
CHP Milletvekili Toprak konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
Türkiye’nin ABD’den F-16 savaş uçağı alımı da dahil tüm sorunların müzakere komisyonuna havale edilmesi, Biden’ın oyalama taktiğidir.
Biden yönetimine mektup yazan 41 Kongre üyesi, F-16’ların da S-400 gibi CAATSA yaptırımları kapsamına alınmasını önerirken, Hindistan’ın Rusya’dan S-400 alımına özel muafiyet tanınmasını içeren yasa teklifi verilmesi NATO müttefiki Türkiye’ye karşı ‘samimiyetsizlik ve çifte standart’ tır.
Roma’da gerçekleşen görüşmede Biden’ın Türkiye’ye F-16 satışı konusunda kongredeki dengeler karşısında ‘elinden geleni yapma sözü verdiğini’ aktaran CB Erdoğan, bu içi boş vaadi büyük kazanım olarak kamuoyuna sunuyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise bugüne kadar S-400/F-35 konusunda Türkiye’nin talep ettiği ortak komisyon önerisini reddeden ABD’nin bu kez kendisinin F-16, F-35, S-400 ve diğer tüm sorunlar için müzakere komisyonu kurulması önerisini ‘büyük başarı’ olarak dile getiriyor.
Kanımca Biden’ın tüm sorunları müzakere komisyonuna havale tavrı ABD’nin bir oyalama ve F-16 havucunu gösterip Türkiye’yi avucunda tutma taktiğidir.
ABD Kongresindeki 50-50 dengesi dikkate alındığında Biden’ın Türkiye’ye F-16 satışı için siyasi mücadeleye girişmesi beklentisi hayalden ibarettir.
Kaldı ki Roma buluşmasının hemen ardından 41 Kongre üyesinin Türkiye’ye F-16 satışı yapılmaması ve konunun S-400 gibi CAATSA yaptırımları kapsamına alınması için Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e mektup yazmaları Biden’ın ‘elinden geleni yapma’ sözünün ilk günden geçersiz hale geldiğini göstermektedir.
Ayrıca Türkiye’ye ABD’nin yaptırım ve ambargo uyguladığı Rusya’dan aldığı S-400 için yaptırım uygulanması kararını alan ABD Kongresi’nin Rusya’dan S-400 alan Hindistan içinse CAATSA yaptırımlarından ‘özel muafiyet ve istisna’ yönünde bir yasa teklifini gündemine alması çok çarpıcıdır.
İktidar, 10 büyükelçiyle birlikte ABD büyükelçisini sınır dışı etmekten son anda vazgeçtikten sonra Roma’da Biden ile buluşmayı diplomasi zaferi olarak sunma çabasında. Oysa Biden FETÖ’ye, PKK’ya, PYD-SDG-YPG’ye destekten vazgeçme sözü vermiş değil.
F-35’ten dışlanan Türkiye’yi projeye geri alma konusunda bir sözü yok. S-400’ler için ‘endişe’ beyan ediyor.
Suriye, Irak, Libya, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta Türkiye’nin karşısında durmaya ve aynı pozisyonu korumaya devam ediyor.
O zaman ‘siyasi-diplomatik zafer, geri adım, ikili ilişkilerde ilerleme’ nerede?
ABD Başkanı Biden’ın seçim kampanyasındaki vaatlerinden birisi olan Demokrasi Zirvesi aralık ayında yapılacak. Beyaz Saray’dan ilk sızan davetli ülkeler ve liderler listesinde Türkiye ve Biden’ın ‘otokrat’ diye nitelendirdiği CB Erdoğan yok!
S-400 yaptırımları konusunda Hindistan ve Türkiye’ye karşı sergilenen siyasi tavır, Türkiye’ye karşı samimiyetsiz ve iki yüzlü tavrı gösteriyor.
Kongre’de, F-16 satışının reddedilme ihtimali yüksek görünüyor. Biden yönetimi konuyu olabildiğince zamana yayarak iktidarı istediği kıvamda ve el altında tutmak için kullanacak.
Şayet Suriye’ye bir operasyon gerçekleşirse Kongre ve Biden yönetimi bu kez F-16 kozunu devreye sokacak.
Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta veya başka bir bölgede ABD’nin istemediği bir adım atıldığında yine F-16 satışı zora girebilir uyarısı devreye sokularak İktidar geri adıma zorlanacak.
Özetle; Türkiye’yi F-35 projesinden çıkartan, S-400 yaptırımlarından vazgeçmeyen, F-16 alma talebi içinse ‘komisyon kuralım bakarız’ diyerek örtülü umut veren Biden bir yandan NATO müttefikliğine vurgu yaparken diğer yandan NATO üyesi olmayan Hindistan’a S-400 için ayrıcalık ve istisna tanırken, iktidarın tepki gösteremeyeceğinden emin görünüyor!
Yorum Yazın