
İstanbul Milletvekili ve CCHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, medya ile paylaştığı haftalık değerlendirme raporunda, "İktidar, kadına şiddet ve kadın cinayetleri ülkesi haline gelen Türkiye’de, halkın can güvenliğini sağlamak yerine muhalifleri izlemeyi, öncelikli görev sayıyor!" dedi.
İstanbul Milletvekili ve CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak'ın açıklaması şöyle:
Kadına şiddet ve kadın cinayetleri ülkesi haline gelen Türkiye’de, Ocak ayında 54 kadın cinayeti daha işlendi.
İçişleri Bakanı, halkın can güvenliğini sağlamak yerine MOBESE ile muhalifleri izlemeyi öncelikli görev sayıyor. T
ehlike altındaki kadınlara yönelik şiddete karşı onları korumak ve yaşatmak için bakanlığını görevlendirmek yerine, ayak kırmaktan ve kafaya sıkmaktan söz ediyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘bizden önce ambulans yoktu, MR-tomografi-ultrason yoktu, evlerde buzdolabı, çamaşır-bulaşık makinesi yoktu, İzmir’e suyu biz getirdik, havaalanını biz yaptık, Malatya, Zonguldak, Isparta’ya üniversiteyi biz getirdik, bizden önce havaalanı, tren yoktu’ diye sıraladığı hayali iddialarını sürdürerek kadın cinayetlerini görmezden geliyor.
Fahiş elektrik faturalarına tepki gösteren vatandaşlarla alay edercesine; ‘Bizden önce bu ülke mumla, gaz lambasıyla yaşıyordu’ yalanıyla halka ‘Size elektrik getirdik. Susun oturun yerinize’ diyor. Kadın yaşamını korumak için önlem alma sorumluluğundan kaçıyor.
Haklarında verilen uzaklaştırma kararlarına rağmen, elini-kolunu sallayarak yasaklı olduğu kadına şiddet uygulayanları, cinayet işleyenleri engellemek yerine, MOBESE’yi başka amaçlar için kullanan bir iktidarın mağdur ve tehdit altındaki kadınların yaşamını güvenceye alması beklenemez.
İçişleri Bakanı muhtarlara, yerel yöneticilere ‘siz yapın, yıkın, hukuk arkadan gelsin’ diyecek kadar hukuk devletinin dışına çıkmayı kendisine doğal hak görebiliyorsa, gözaltında kafa ve ayak kırmayı, ibret olsun diye polis operasyonlarını gündüz halkın önünde yapmayı, kafaya sıkmayı icraat olarak emrindekilere söylüyorsa orada sadece kadınların değil kimsenin can ve mal güvenliği yok demektir.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı koruma kanunu, ciddiyetle tüm kural ve ilkeleriyle uygulanmalı, görevi ihmal edenler, uzaklaştırma kararlarının uygulanmasına duyarsız kalan kamu güvenlik birimleri hakkında işlem yapılmalıdır.
Kadın cinayetleri, şüpheli kadın ölümleri süratle soruşturulmalı, failler ortaya çıkartılarak cezalandırılmalıdır!
İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı kaldırılarak geri çekilmeli ve yürürlüğe konulmalıdır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun her ay yayınladığı raporun ocak ayı sonuçları vahim.
Geçen yıl 500, bu yılın ocak ayında 26 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 28 kadın ise şüpheli şekilde vahşice öldürülmüş halde bulundu.
Sadece bir ayda 54 kadının katledildiği Türkiye, giderek kadınlar için yaşanmaz bir ülkeye dönüşüyor.
Kadınları korumayı, kadına ve çocuklara şiddeti, cinayetleri, tecavüzü, istismarı önlemeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen iktidar, kadınları umursamıyor!
Yorum Yazın